E-Okul Mebbis

Öğretmen maaşları ve çalışma koşulları yeterli midir?



Öğretmen maaşları ve çalışma koşullarıyla ilgili olarak Eğitim-Bir-Sen tarafından hazırlatılan "Eğitime Bakış 2016 İzleme ve Değerleme Raporunda" geniş açıklamalara yer verilmiştir. Bu yazımızda bu konuyu Rapor çerçevesinde izah etmeye çalışacağız.

Türkiye'de öğretmenlerin kıdem maaşı oldukça düşük

Türkiye'de son yıllarda öğretmen maaşlarında kayda değer artış yaşanmıştır. Türkiye öğretmen maaşlarını en fazla ve en istikrarlı şekilde arttıran beş OECD ülkesinden birisidir. 2005 yılından 2013 yılına kadar OECD ülkeleri genelinde öğretmen maaşlarında % 4 oranında artış sağlamışken, Türkiye'de öğretmen maaşlarında %12 civarında artış olmuştur. Buna rağmen ülkemizde öğretmenler gelişmiş birçok ülkenin ve OECD ortalamasının altında ücret almaktadır.

Buna ek olarak, Türkiye'de öğretmen maaşlarında tecrübeye dayalı ücret artışı diğer birçok gelişmiş ülkeye kıyasla oldukça düşüktür. OECD ülkeleri genelinde kariyerlerinin 15. yılında öğretmenlerin maaşı başlangıç maaşına oranla % 33 civarında daha fazla iken Türkiye'de sadece % 7 oranında artış olmaktadır.

Öğretmenlerin başlangıç maaşlarının OECD ülkeleri ile kıyası

OECD ülkeleri genelinde öğretmenlerin başlangıç maaşların ortalaması 31.176 dolardır. Türkiye'de öğretmenlerin başlangıç maaşı 25.943 dolardır ve OECD ortalaması ile birçok OECD ülkesinin gerisindedir. Öğretmen başlangıç maaşlarının 15.000 doların altında olduğu Polonya, Estonya, Meksika, Slovak Cumhuriyeti ve Macaristan'a göre ise daha iyi bir konumdadır.

Öğretmenlerin kariyerleri süresince maaşlarında yaşanan değişim mesleki motivasyon açısından ve mesleki kariyer ile tecrübeye verilen değeri göstermesi açısından önemlidir. OECD ülkeleri genelde kariyerlerinin 15. yılında öğretmenlerin maaşı başlangıç maaşına oranla %33 civarında daha fazladır. Lüksemburg, Hollanda, Avustralya, Kanada, İrlanda, Kore, Japonya ve İskoçya gibi ülkelerde bu fark daha yüksektir. Türkiye'de söz konusu fark % 7'dir ve Estonya % 2, Çek Cumhuriyeti % 5 ve Norveç % 9 ile birlikte farkın çok az olduğu ülkeler arasındadır.

Türkiye öğretmen maaşlarının görece daha fazla ve istikrarlı olarak arttığı dört veya beş ülkeden birisidir. OECD ülkeleri genelinde 2005 yılında 100 birim olan öğretmen maaşı 2009 yılına % 4 lük bir artış ile 104 birine yükselmiş; 2013 yılında azalarak 102 birime gerçekleşmiştir. Türkiye'de ise 2005 yılından (100 birim) 2009 yılına gelindiğinde % 7 artarak 107 birime; 2013 yılında yılına gelindiğinde ise % 12 artarak 112 birime çıkmıştır. Ülkelerin yaklaşık yarısında 2005-2013 yılları arasında öğretmen maaşlarında azalma olmuştur.

Öğretmen maaşlarındaki değişime bakıldığında Türkiye genel olarak diğer birçok ülkeye göre avantajlı konumdadır. Bu artışın Türkiye içerisinde gelişmelere göre ne ifade ettiğini görmek için aynı dönemlerde iki göstergede yaşanan değişime bakılabilir. Bunlardan ilki yüksekokul ve üstü mezunların aynı/benzer dönemde maaşlarında yaşanan artıştır. Aynı yılları kapsamasa bile toplam değişim yılı olarak aynı süreyi içeren 2006 yılından 2014 yılına kadar söz konusu kriterleri taşıyan tüm çalışanların yıllık maaşı 2006 yılında 50.303 TL (2014 sabit fiyatları ile) iken 2014 yılında sadece % 2 artmış ve 51.405 TL'ye yükselmiştir. Yani öğretmenlerin maaşlarında yaşanan artış benzer eğitim seviyesine sahip çalışanlarla kıyaslandığında genel olarak daha yüksektir. Diğer taraftan 2005 yılından 2013 yılına kadar Türkiye'de kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasıla'da yaşanan artış esas alındığında durum biraz daha farklılaşmaktadır. Dünya Bankası verilerine göre aynı süre zarfında kişi başına düşen gayrisafi yurt içi hasıla % 69 artarak 6.510 dolardan 10.9170 dolar'a yükselmiştir. Yani aynı dönem zarfında Türkiye'de öğretmen maaşlarında yaşanan artış kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasıla miktarında yaşanan artışın gerisinde kalmıştır.

Öğretmenlerin tecrübeye dayalı kıdem ücreti niçin düşük kalmıştır?

Ülkemizde öğretmen maaşlarında tecrübeye dayalı ücret artışının diğer birçok gelişmiş ülkeye kıyasla düşük kalmasının farklı nedenleri vardır. İlk olarak Türkiye'deki mevcut kamu personel rejiminde, kamu çalışanlarının maaşlarını genellikle tecrübeye (kıdem yılına) göre çok fazla artış olmamaktadır. Yani sadece öğretmenlerin değil diğer meslek kollarında çalışanların kamu personelinin maaşlarında da tecrübeye göre fazla artış yaşanmamaktadır. Kamuda böyle olmasına karşın Türkiye genelinde özel sektör dahil tüm çalışanların maaşları kıdem yılına göre ciddi artış göstermektedir. İşe yeni başlayanlar ile 10-20 kıdem yılına sahip olanlar arasında 2,3 kat, 20 yıl ve üstü kıdem yılına sahip olanlar arasında ise 3,6 kat fark vardır.

Ayrıca kamuda istihdam ve ücretlendirme politikalarındaki merkeziyetçi yaklaşım sadece tecrübeye göre değil diğer birçok koşullar için ücretlendirmede çeşitlenmeye fazla müsaade etmemektedir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletlerinde aynı eyalet içerisinde farklı okul bölgelerinde ve hatta aynı okul bölgesindeki farklı okullarda kaliteli öğretmenleri sistemde tutabilmek için farklı ücret çizelgeleri uygulanabilmektedir. Ancak, Türkiye'deki mevcut kamu personel rejimi ve ücretlendirme politikaları çerçevesinde öyle bir uygulama çok mümkün gözükmemektedir. Öğretmen ücretlerinin tecrübeye göre önemli düzeyde artmamasının bir diğer nedeni ise öğretmenlik mesleğinin halen bir kariyer mesleği olarak kurgulanamamış olmasıdır. Uzun yıllardır tartışılmasına rağmen öğretmenlik mesleğinde henüz kariyer sistemi getirilememiştir.

Diğer bazı meslek kollarında örneğin, polislik veya öğretim üyeliği meslek içerisinde kariyer basamaklarında yükselmek mümkünken öğretmenlikte yöneticilik dışında öğretmen olarak meslek içerisinde çalışacak şekilde bir kariyer opsiyonu bulunmamaktadır.

Öğretmenlerin iş yükü diğer ülkelere göre nasıldır?

Öğretmenlerin en önemli iş yükünü aktif olarak eğitim-öğretim faaliyetlerini yürüttükleri ders saatleri oluşturmaktadır. Türkiye'de öğretmenlerin yıllık net ders yükü ilkokul düzeyinde 720, lise düzeyinde ise 504 saattir. OECD genelinde öğretmenlerin yıllık net ders yükü ilkokullarda 772 saat, lisede ise 643 saattir. Bu sayılar üzerinden değerlendirildiğinde Türkiye'de öğretmenlerin ders yükü az görünse bile, Türkiye'de sınıf mevcutlarının OECD ortalamasına göre daha kalabalık olması nedeniyle, ders dışı süreçlerde (derse hazırlık, planlama, değerlendirme vb.) öğretmenlerin iş yükü OECD ülkelerine göre daha fazla olduğu söylenebilir.

İlkokul düzeyinde en fazla ders yükü Şili (1129 saat), Hollanda (930 saat) ve Fransa (924 saat)'dır. Lise düzeyinde en fazla ders yükü ise Şili (1129 saat), İskoçya (855 saat) ve Meksika (838 saat)'dır. Türkiye her iki kademe için söz konusu sürelerin düşük olduğu Norveç, Japonya, Finlandiya ve Kore gibi ülkeler arasındadır.

Konular