E-Okul Mebbis

Öğretmenler odasına veya sınıflara kamera konulabilir mi?



Milli Eğitim Bakanlığı "Okullarda, bahçe giriş ve bina kapıları hariç derslik ve ders yapılan bölümler, öğretmenler odası, yönetici ve diğer çalışma/dinlenme odaları, rehberlik odası, kütüphane, spor salonu, yüzme havuzu, tuvalet lavabo, ibadethane ve benzeri birimlerin içini görecek şekilde güvenlik kameraları yerleştirilemez" görüşündedir.

Okullarda güvenlik açısından riskli olan tüm birimlerinde kamera bulunması gerekliliğine rağmen öğretmenler odasına veya sınıflara kamera konulmasının güvenlik amaçlı olmadığı, öğretmenleri kişisel takip amaçlı olduğu açıkça ortadadır.

Kişilerin gizli yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi hukuken ve etik olarakta mümkün değildir.

Şöyle ki;

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin "Özel hayatın ve aile hayatının korunması" başlıklı 8. maddesinde; "1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir." hükümlerinde,

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "IV. Özel hayatın gizliliği ve korunması" bölümü "A. Özel hayatın gizliliği" başlıklı 20. maddesi 1. fıkrasında; "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." hükümlerinde herkesin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı olduğu, özel hayatın gizliliğine dokunulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması hakkındaki Kanunun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde; "(1) Bu Kanunun amacı, kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir." hükümleriyle özel hayatın gizliliği koruma altına alınmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Özel hayatın gizliliğini ihlal" başlıklı 134. maddesinde; "Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır." hükümlerinde ise kişilerin özel hayatının gizliliğini görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edenlerin kanunda öngörülen cezaların artırılarak cezalandırılacağı kayıt alına alınmıştır.

5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11. maddesi (c ) fıkrasında "C) İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir.

Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır." hükümlerine göre herkesin özel hayatına saygı gösterililip gösterilmediğinin, özel hayatın gizliliğine dokunulup dokunulmadığı hakkında gereken karar ve tedbirleri almakla Valiler görevlendirilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, kamu otoriteleri tarafından herkesin özel hayatına saygı gösterilmesi gerekliliği ve özel hayatın gizliliğini korunması için gerekli tedbirlerin alınmasının zorunlu olduğu ve özel hayatın gizliliğinin ancak kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi nedenleriyle ve belli şekillerde ihlal edilebileceği, suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla valilik makamınca gerekli tedbirlerin ve kararların alınabileceği, bu tedbirlerin de özel hayatın gizliliğini ihlal etmemesi gerektiğine, tedbirlerin güvenliği sağlayacak oranda olması gerektiği, güvenliği sağlama ve özel hayatın gizliliğinin korunması arasındaki dengenin gözetilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda özel hayat sadece kişinin özel konutu içinde veya dar çerçevede yaşanan hayattan ibaret olmayıp, sınıfta, öğretmenler odasında hiç beklenmeyen zamanda ve mekanda da ortaya çıkan ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Yine çalışma hayatı içerisinde özel hayat kapsamında değerlendirilebilecek süreçler oluşabilmektedir. Bundan dolayı iş yerinin güvenliğini sağlama amacını aşıp, doğrudan çalışan memurun öğretmenin kendisinin diğer memurlarla ya da iş sahipleriyle, öğrencilerle ilişkisinin ve kamu hizmetinin görülmesi sırasında yaptığı her türlü hareketin veya insani hareket ve tavırların gözlemlendiği kamera takip sistemi ile takip edilmesi; kişinin görüntüsü ve sesi hassas ve özel nitelikli veri kabul edildiğinden özel hayatın gizliliğini ihlal eder.

Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenler odasına veya sınıflara kamere konulması ile ilgili görüş ve anlayışına bakacak olursak;

1- Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 04.09.2008 tarih ve 7124 sayılı yazılarında; "Eğitim etkinlerinin kameralı sistemle izlenmesinin uygun olmayacağı, ancak güvenlik amacıyla öğretim etkinlikleri yapılan bölümlerin dışında kalan yerlerin kamerayla izlenebileceği." konusunda görüş beyan etmiştir.

2- 20.03.2012 Tarih ve 28239 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Kurum binaları" başlıklı 11. maddesi 4. fıkrasında; ''(4) Okullarda, bahçe giriş ve bina kapıları öncelikli olmak üzere, en az on beş gün süreyle görüntü kayıtlarını depolayacak güvenlik kamera sistemi kurulur. Ancak, derslik ve ders yapılan bölümler, öğretmenler odası, yönetici ve diğer çalışma/dinlenme odaları, rehberlik odası, kütüphane, spor salonu, yüzme havuzu, tuvalet lavabo, ibadethane ve benzeri birimlerin içini görecek şekilde güvenlik kameraları yerleştirilemez." hükümleri bulunmaktadır.

Bu hükümlere göre Milli Eğitim Bakanlığı "Okullarda, bahçe giriş ve bina kapıları hariç derslik ve ders yapılan bölümler, öğretmenler odası, yönetici ve diğer çalışma/dinlenme odaları, rehberlik odası, kütüphane, spor salonu, yüzme havuzu, tuvalet lavabo, ibadethane ve benzeri birimlerin içini görecek şekilde güvenlik kameraları yerleştirilemez" görüşündedir.

Ayrıca; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların kamera ve internet aracılığıyla izlenme uygulamasını, "çocuk ve eğitmen haklarının ihlaline ve çocukların mahremiyetine saygısızlık" gerekçesiyle kaldırmıştır.

MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı (TTK), okulöncesi eğitim kurumlarının bir kısmının Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'ne (SHÇEK) bağlı olması nedeniyle, bu kuruma da bir yazı göndermiştir.

Yazıda, herhangi bir nedenle çocukların özel yaşamlarına ilişkin bir görüntü kaydedilmemesi ve gizliliğe riayet edilmesi istendi.

Yazıda, şunlar belirtildi: "Bu doğrultuda çocukların özel kullanım alanları, lavabo, WC, uyku odası ile çeşitli etkinlikleri yapıldığı grup odalarının kamera ve internet aracılığıyla izlenmemesi; bu alanların dışında kalan giriş, çıkış, koridor, bahçe gibi yerlerin güvenlik açısından doğal yaşamı koruyacak biçimde izlenmesi gerektiğine dair, özel kreş ve gündüz bakımevi ve çocuk kulübü bulunan tüm illere bilgi verilmiştir."


Yine konuyla ilgili aşağıdaki yargı kararları bulunmaktadır;

1- Doğrudan memuru gözetleyen kamera konulamayacağına dair Diyarbakır 1. İdare mahkemesinin 2009-1466 esas sayılı kararı bulunmaktadır.

2- "Şikayetçinin çalışma odasına gizlice kurulan kamerayla görüntülerini kaydetmek eyleminin, özel hayatın gizliğini ihlal suçunu oluşturacağı hakkında." Danıştay 1. Dairesinin 2014/232 E. , 2014/25 K. kararı bulunmaktadır.

3- Elazığ 2. İdare Mahkemesi 27.07.2015 tarih, 2015/26 E. ve 2015/672 K. sayılı kararında; çalışma hayatının da özel hayat kapsamında değerlendirilecek bir süreç olduğunu ve binanın dış cephesinde bulunan ve sadece binaya giriş çıkışları görüş alanına alan kameralar dışında hizmet salonlarında görev yapan memurların çalışma alanlarına konumlandırılan kameraların işyerinin güvenliğini sağlama amacını aşıp, doğrudan çalışan memurun kendisinin, diğer memurlarla ya da iş sahipleriyle ilişkisinin ve kamu hizmetinin görülmesi sırasında yaptığı her türlü haberleşmenin, çalışma alanı ve masasının gözlemlenmesini mümkün kılarak özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğine kanaat getirerek, dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.

4- Avrupa İnsan hakları Mahkemesinin Peev-Bulgaristan adlı, 64209/01 Başvuru Nolu, 26.07.2007 tarihli kararında; Yargıtay Başsavcılığında uzman olarak çalışan kamu görevlisinin ofisinde yapılan arama çerçevesinde, özel hayatın kapsamı konusunda belirleme yapmak suretiyle, bu kamu çalışanının makul şekilde, çalışma alanının veya en azından kişisel eşyalarını sakladığı çalışma masası ve evrak klasörlerin, özel mülkiyet olarak görülmesini bekleyebileceğine vurgu yapmıştır.

Konular