Geleceğin mimarı öğretmenlere 15 altın tavsiye
Eğitim, ülkemizin en öncelikle konuları arasında. Tüm çaba gençleri hayata, yükseköğretime ve bir mesleğe en iyi şekilde hazırlamak için sarf ediliyor. "Ama asıl görevimiz, mutlu olmayı bilen, başkalarını mutlu edebilen bireyler yetiştirmek. Bunu sağlamak elbette okul yöneticilerimizin ve öğretmenlerimizin birinci görevi…
Her yıl eğitim öğretim başlarken, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerimiz de okula başlama heyecanını en az öğrenciler kadar yaşıyorlar. Okulun bulunduğu yer, yeni arkadaşlar, öğrencilerle ilk karşılaşmanın getirdiği heyecan, velilerle karşı karşıya kalmanın oluşturacağı gerginlik, kafa dengi öğretmenlerle tanışmanın vereceği mutluluk ve daha sayabileceğimiz bir çok etken öğretmenlik yaşamına yeni başlayanların adaptasyon sürecini belirleyecek.
Bu süreci sağlıklı atlatabilmeniz için gerekli 15 tavsiyeyi sıraladım:1- Önce özlük haklarınızı öğrenmelisiniz. Mesleğin başlarında oldukça sıkıcı, zaman alıcı ve işe yaramaz gibi görünse de bence hukuki haklarımızı iyi araştırmak ve öğrenmek gerekiyor.
2- Sacayağı gibi üç alanda denge kurmak zorundasınız. Öğrenci, Veli, idareci ve öğretmenlerle iyi iletişim kurmalısınız.
3- Her zaman iyi bir dinleyici olmalısınız. Müdürü, diğer öğretmenleri, velileri, hizmetlileri, öğrencileri dinlemelisiniz.
4- Dersiniz olmasa bile sabahları okula erken gelmelisiniz. Ders öncesi hazırlıklarınızı bir kez daha gözden geçirmelisiniz.
5- Okula, sınıfa her zaman şık gelmelisiniz. Bakımlı görünmek öğrencinin size olan ilgisi ile derse olan ilgisi arasında bağ olduğu gerçeğini unutma.
6- Her şeyden önce öğrencileri kendi çocuğunuz gibi sevmelisiniz. Sevginin her şeyin üstünde yeri vardır. Eğitimin en sihirli anahtarıdır.
7- Öğrencilerinin hepsinin adını öğrenmelisiniz. Her öğrenciye adı ile seslenmeniz size olan güveni artıracaktır.
8- Konuşurken tüm öğrencilerin gözlerindeki ışığı yakalamalısınız. Gözlerine bakarak konuşmalısınız.
9- Teneffüslerin çocukların bir sonraki derse hazırlığı için çok önemli olduğunu unutmayın. Bir dakikasını bile almadan zil çaldığında öğrencilerle teneffüse çıkmalısınız.
10- Kendinizi öyle bir sevdirin ki 24 yıl geçse de 24 Kasımlar senin için öğrenci bahçesine dönsün…
11- Sınıfınızda o yıl okutacağınız müfredatı incelemelisiniz. Ne öğretmeniz gerektiğini öğrenin ve konuları ilgi çekici ve etkili bir şekilde nasıl öğretebileceğinizi yıllık planınızda ve haftalık planınızda her aya göre düzenlemelisiniz.
12- Sınıf öğretmeni iseniz tüm velilerinize bir merhaba mektubu göndererek veya aileleri tek tek arayıp kendileri ile telefonda ön tanışma yapmalısınız.
13- Öğrencilerinizle bir sınıf kuralları anketi yapmalısınız. Bu ankette Öğrencilerin sınıf içinde daha etkili öğrenmeyi sağlamak için uyulmasını istedikleri 10 kural nedir? Sorusunu sormalısınız. Çıkan sonuçları derleyip sınıfın görünür bir yerine asmalısınız.
14- Okulunuzun bulunduğu semti, mahalleyi tanımalısınız. Okulunuzun bulunduğu bölgede bir yürüyüş yapın, park yeri, çevredeki ev, işyeri ve mekanlar hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Buraları ünitelere göre öğrenme alanları olarak kullanabilirsiniz.
15- Derste yapılması gereken işlerin % 60’ını öğrencilerin yapabileceği bir ders planı geliştirin. Planınızın içinde öğrencilerin serbest çalışmaları, grup etkinlikleri, kendi kendilerine öğrenme becerilerine dayalı aktivitelere yer vermelisiniz. Unutmayın 21. yüz yıl becerileri bunu gerektiriyor.
Özetle; Hayat daima senin ona verdiğini sana geri verir. Eğer daha fazla sevgi istiyorsan, daha fazla sevgi vermelisin! Eğer daha fazla anlayış ve saygı istiyorsan, daha fazla anlayış ve saygı vermelisin! Suçlama üzerine değil de çözüm üzerine yoğunlaşmalısınız. Kendinize ve öğrencilerinize güvenin.. Sevgiyi elinizden, dilinizden ve yüzünüzden eksik etmeyin. Öğrenme ve öğretme ışıltınızı asla kaybetmeyin…
